Kasten Adam Öldürme Suçu ve Cezası

Kasten adam öldürme, Türk Ceza Kanunu’nda en ağır yaptırımla karşılık bulan suçlardan biridir. Bu fiil, bir kişinin yaşam hakkının bilinçli olarak ortadan kaldırılması anlamına gelir ve ceza yargısının en temel konularından birini oluşturur.

Toplumsal düzenin korunması ve yaşam hakkının güvence altına alınması açısından, kasten öldürme suçu hukuki çerçevesi son derece net belirlenmiştir. Ancak olayın oluş biçimi, failin amacı, kullanılan yöntem ve olayın gerçekleşme koşulları cezalandırmada farklılık yaratabilir.

Ceza miktarları, yalnızca suçun işlenme şekline değil, aynı zamanda ağırlaştırıcı veya hafifletici nedenlerin varlığına göre de değişir. Bu nedenle, her adam öldürme suçu kendi içinde değerlendirilir ve tek tip bir ceza yaklaşımı uygulanmaz.

Hukukta adaletin sağlanabilmesi için bu tür suçların hem maddi hem manevi unsurları titizlikle incelenir. Kasten adam öldürme davalarında verilecek kararlar, yalnızca faile değil, mağdur yakınlarına ve topluma da derin etkiler bırakır.

Kasten Adam Öldürme Suçu Nedir?

Kasten adam öldürme suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 81. maddesinde düzenlenen ve bir insanın yaşamına, bilerek ve isteyerek son verme fiilini ifade eden en ağır suç tiplerinden biridir. Burada önemli olan unsur, failin eyleminin sonucu önceden bilmesi ve bu sonucu istemesidir. Yani ölüm, failin öngördüğü ve gerçekleştirmeyi amaçladığı bir neticedir.

Bu suçun oluşabilmesi için ölümün, failin kastı doğrultusunda meydana gelmiş olması gerekir. Kast, doğrudan olabileceği gibi olası kast şeklinde de ortaya çıkabilir. Ancak her durumda, failin iradesi ölüm sonucuna yönelmiş olmalıdır.

Adam öldürme suçu, yalnızca mağduru değil, aynı zamanda toplumun genel güvenlik duygusunu da sarsar. Bu nedenle yargı organları, bu tür fiilleri en ağır şekilde cezalandırarak hem caydırıcılığı hem de adaletin tesisi görevini yerine getirmeye çalışır.

Kasten Öldürme Suçu Cezası Nedir?

Kasten adam öldürme cezası, suçun işleniş biçimine, olayın niteliğine ve varsa ağırlaştırıcı sebeplerin varlığına göre belirlenir.

Türk Ceza Kanunu’na göre basit şekilde işlenen kasten adam öldürme cezası müebbet hapis ile yaptırıma bağlanmıştır. Ancak suç, tasarlayarak, canavarca hisle, yangın veya patlayıcı kullanarak ya da kamu görevlisine karşı işlenmişse ceza ağırlaştırılmış müebbet hapis olur.

Ceza miktarı, faile yönelik indirim veya artırım sebeplerine göre değişebilir. Haksız tahrik, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı gibi durumlar ceza indirimi sağlayabilirken; suçun birden fazla kişiye karşı veya yakın akrabalara karşı işlenmesi cezayı artıran faktörler arasındadır.

Adam öldürme cezası, yalnızca hapis süresi açısından değil, infaz koşulları ve yatar süre bakımından da ağırdır. Bu nedenle, bu tür suçlarda savunma stratejileri büyük önem taşır ve ceza yargılaması sürecinde profesyonel hukuki destek kritik hale gelir.

Kasten Adam Öldürme Suçunun Unsurları

Kasten öldürme suçu, oluşabilmesi için hem maddi hem de manevi unsurların bir arada bulunması gereken bir suç tipidir. Ceza hukukunda unsurların eksikliği, fiilin ya başka bir suç kapsamında değerlendirilmesine ya da hiç suç oluşmamasına yol açar.

Bu suçun temel unsurları; fail, mağdur, fiil, netice ve nedensellik bağı gibi maddi unsurlar ile kast unsurunu içeren manevi unsurdur. Fail, her gerçek kişi olabilir; mağdur ise yalnızca yaşayan bir insandır. Neticenin ölüm olması ve bu ölümün failin eylemiyle doğrudan bağlantılı bulunması gerekir.

Adam öldürme suçu açısından, hukuka aykırılık unsuru da önemlidir. Meşru müdafaa, zorunluluk hali gibi hukuka uygunluk sebepleri yoksa fiil, hukuka aykırı sayılır. Ayrıca kastın belirlenmesi, cezanın niteliği ve miktarı açısından belirleyici olacaktır.

adam öldürme

Kasten Öldürme Suçunda Maddi Unsur

Kasten öldürme suçunun maddi unsuru; ölüm sonucunu doğuran hareket, bu hareketin yarattığı netice ve aradaki nedensellik bağıdır. Failin gerçekleştirdiği hareket, örneğin ateş etme, bıçaklama, zehir verme, ölüm sonucunu doğurmalıdır. Ölüm ile eylem arasında doğrudan bir sebep-sonuç ilişkisi yoksa, suçun bu hali oluşmaz.

Ayrıca, ölümün tıbbi olarak kesinleşmiş olması gerekir. Sadece ağır yaralanma veya yaşam fonksiyonlarının bozulması, kasten öldürme suçu kapsamında değerlendirilmez; bu durumda yaralama suçları gündeme gelir.

Maddi unsurun bir diğer boyutu, eylemin hukuken korunan en temel değer olan yaşam hakkına yönelmiş olmasıdır. Bu nedenle, mağdurun kim olduğu veya fail ile arasındaki ilişki, suçun oluşumunu ortadan kaldırmaz ancak cezada artırım veya indirim sebebi olabilir.

 Kasten Adam Öldürme Suçunda Maddi Unsur

Her ne kadar isim benzerliği olsa da burada özellikle kasten adam öldürme suçunun TCK’daki tanımı çerçevesinde değerlendirilen maddi unsurdan söz ediyoruz. Failin hareketi, mağdurun ölümüne doğrudan etki etmelidir. Bu hareket tek bir fiil olabileceği gibi, birden fazla eylemin birleşmesiyle de gerçekleşebilir.

Örneğin, bir kişiyi silahla yaralayan failin, mağdurun hastaneye kaldırılmasını engellemesi ve bu nedenle mağdurun ölmesi durumunda da nedensellik bağı kurulmuş olur. Yargıtay uygulamalarında, eylem ile ölüm arasındaki bağlantının kuvvetli ve somut delillerle ispatlanması gerektiği vurgulanmaktadır.

Bu unsurun ispatı, davanın kaderini belirler. Çünkü maddi unsur kanıtlanamazsa, adam öldürme cezası yerine daha hafif suç tipleri uygulanır.

Kasten Adam Öldürme ile İlgili Ağırlaştırıcı Sebepler

Kasten adam öldürme suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 82. maddesinde sayılan bazı nitelikli hallerde daha ağır cezalarla karşılık bulur. Bu ağırlaştırıcı sebepler, suçun işleniş biçimi, failin amacı veya mağdurun durumu gibi faktörlere dayanır.

Örneğin, tasarlayarak öldürme, canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme, yangın, su baskını, bombalama gibi tehlikeli yöntemlerle öldürme durumlarında ceza artırılır. Aynı şekilde, kamu görevlisini görevinden dolayı öldürmek, çocuğa veya beden/ruh bakımından savunmasız kişiye karşı işlenen cinayetler de ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına neden olur.

Ağırlaştırıcı sebepler, failin kastının yoğunluğu ve mağdur üzerindeki koruma ihtiyacı ile doğrudan bağlantılıdır. Yargıtay uygulamalarında, bu hallerin varlığı kesin delillerle ortaya konmadıkça cezada artırım yapılamayacağı kabul edilmektedir.

Olası Kast ve Doğrudan Kast Arasındaki Fark

Kasten öldürme suçunda kastın niteliği, cezanın belirlenmesinde büyük rol oynar. Doğrudan kastta fail, mağdurun ölümünü kesin olarak istemekte ve hareketini bu amaçla gerçekleştirmektedir. Yani hedef nettir ve sonuç bilinçli olarak istenir.

Olası kastta ise fail, ölüm sonucunu doğrudan istemese bile bu sonucun meydana gelebileceğini öngörür ve buna rağmen fiili gerçekleştirir. Örneğin, kalabalık bir alanda rastgele ateş açmak, mağdurun ölebileceğini bilmesine rağmen eyleme devam etmek bu kapsamdadır.

Yargıtay, olası kast ile bilinçli taksir arasındaki farkı özellikle failin irade yönelimi üzerinden ayırır. Olası kastta, ölümün gerçekleşmesi göze alınırken; bilinçli taksirde bu sonuç istenmez, sadece ihtimal göz ardı edilir. Bu ayrım, kasten öldürme cezası ile daha hafif taksirli suç cezaları arasındaki sınırı belirler.

Kasten Adam Öldürme Cezası

Haksız Tahrik, Meşru Müdafaa ve Ceza İndirimi İhtimalleri

Kasten adam öldürme suçu işlense dahi, bazı hukuki durumlar cezada indirim ya da tamamen cezasızlık sonucunu doğurabilir. Haksız tahrik, failin mağdurdan kaynaklanan ağır ve haksız bir fiilin etkisi altında suç işlemesidir. Bu durumda, mahkeme failin öfke veya şiddetli elem etkisi altında hareket ettiğini tespit ederse cezada indirime gider.

Meşru müdafaa ise, kişinin kendisine veya başkasına yönelik haksız bir saldırıyı durdurmak amacıyla saldırgana karşı savunma yapmasıdır. Eğer savunma, saldırıyı defetmek için gerekli ölçüyü aşmıyorsa, fail hakkında ceza verilmez. Ancak sınır aşılırsa, “meşru müdafaada sınırın aşılması” hükümleri uygulanır ve bu durumda da ceza indirimi mümkündür.

Bunların dışında, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, geçici bilinç bozukluğu gibi kişisel haller de cezayı etkileyebilir. Bu indirimler, ceza hukukunun temel amacı olan adalet ve ölçülülük ilkeleri gereğince uygulanır.

Haksız Tahrik

Kasten adam öldürme suçunda haksız tahrik, failin mağdurdan kaynaklanan, hukuka aykırı ve ağır bir eylemin etkisiyle suçu işlemesi durumudur. TCK m.29’a göre, failin öfke ya da şiddetli elem etkisi altında hareket ettiği sabit olursa, verilecek cezada önemli indirimler yapılır.

Burada kritik nokta, tahrikin ani ve yoğun bir şekilde gelişmiş olmasıdır. Uzun süreli planlama veya soğukkanlı hareket, haksız tahrik indirimine engel olur. Yargıtay içtihatlarında, sözlü sataşma, hakaret, fiziksel saldırı gibi durumlar tahrik kapsamında değerlendirilirken; önemsiz veya basit kışkırtmalar yeterli görülmez.

Kasten Adam Öldürme Meşru Müdafaa

Meşru müdafaa, kasten öldürme suçu bakımından tamamen cezasızlık sonucunu doğurabilecek bir hukuka uygunluk sebebidir. TCK m.25’e göre, kişinin kendisine veya başkasına yönelik, devam eden veya gerçekleşmesi muhakkak olan haksız saldırıya karşı yaptığı savunma meşru kabul edilir.

Ancak meşru müdafaa kabul edilebilmesi için savunmanın saldırıyla orantılı olması gerekir. Ölçüsüz güç kullanımı, “meşru müdafaada sınırın aşılması” kapsamında değerlendirilir ve ceza indirimi uygulanabilir. Yargıtay, saldırının ağırlığı ile savunmanın derecesi arasındaki dengeyi esas alarak karar verir.

Diğer Hususlar

Adam öldürme cezası üzerinde etkili olabilecek başka indirim veya cezasızlık nedenleri de vardır. Yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, geçici bilinç kaybı, zorunluluk hali veya cebir-şiddet altında hareket etme bu kapsamda değerlendirilebilir.

Ayrıca, suça azmettirme, yardım etme veya iştirak şekilleri de ceza miktarını etkiler. Bu tür durumlarda mahkeme, failin suçtaki rolünü, kast derecesini ve suça katkı oranını dikkate alarak hüküm kurar.

Etkin Pişmanlık ve Kasten Öldürme — Uygulanır mı, Nerede durur?

Etkin pişmanlık hukuku, ceza sisteminde “fail işlediği fiilin sonuçlarını önlemeye çalıştıysa” veya “halen mümkün olan zararları giderdiyse” cezayı hafifletebilen veya bazen cezayı ortadan kaldıran bir kapıdır. Bu mekanizma kanun koyucunun seçici takdirine bırakılmıştır: TCK’da bazı suç tipleri için özel olarak düzenlenmiş; hepsi için genel bir kural değildir. Bu yüzden “etkin pişmanlık” derken, önce hangi suçlara özel düzenleme getirildiğine bakmak gerekir.

Peki bu çerçeve içinde kasten öldürme var mı?

Cevap keskin ve açıktır: hayır, etkin pişmanlık genel olarak kasten öldürme suçunun kapsamında değildir.

Türk Ceza Kanunu’nun kasten öldürmeye ilişkin düzenlemeleri (TCK m.81/82) suçun ağırlığını ve nitelikli hallerini açıkça belirler; etkin pişmanlığa ilişkin genel düzenlemeler ise ayrı suçlar için (örneğin belirli mala karşı suçlar vb.) öngörülmüştür. Bu nedenle öğretide ve uygulamada “etkin pişmanlık hükümleri kasten öldürme suçuna uygulanamaz” saptaması yaygındır.

Bunu biraz daha çiğ ifadeyle söyleyelim: fail, bir insanı öldürdüğünde “ben sonra pişman oldum, zararları giderdim” deyip cezayı sıfırlayamaz. Ceza hukukunun temel hiyerarşisi burada serttir — yaşam hakkı, birkaç istisna dışında, etkin pişmanlıkla telafi edilemez. Bu, hukukun ahlaki sütunlarından biridir: bazen zarar telafi edilemez; hukuk da buna göre davranır.

Yine de bir ayrım şart: “etkin pişmanlık” ile sıradan pişmanlık veya hâkimin takdir yetkisiyle verebileceği ceza indirimi (hükümlü davranışının pişmanlık ve işbirliğine dayalı olması gibi nedenlerle) arasındaki farkı karıştırmayın.

Etkin pişmanlık — kanunda öngörülen ve belirli failleri tamamen ya da kısmen muaf tutan özel bir rejimdir; kasten öldürme bu rejimin dışında kalır. Buna karşın, hâkimin indirim yapabileceği, ceza tayininde takdir alanı içindeki unsurlar (örneğin samimi pişmanlık, suçu itiraf, maddi ve manevi tazminat girişimleri) ayrı değerlendirilir; ama bunlar etkin pişmanlığın hukuki sonuçlarını vermez.

Sonuç: Etkin pişmanlık, kasten öldürme suçu için genel olarak uygulanmaz. Elinizdeki olayda “etkin pişmanlık” savunması niyetindeyseniz, önce hukuki zemininizi — haksız tahrik, meşru müdafaa, sorumlulukta eksiklik gibi diğer indirim/kusurluluk düzeneklerini — tartışmaya açmanız gerekir.

Kasten Öldürme — Yargıtay Kararları ve Uygulama Eğilimleri

Yargıtay, TCK m.81–82 yorumunda hem kabaca “maddenin spiritüel ağırlığını” hem pratikteki uygulama nüanslarını şekillendirir. Bu bölüm, Yargıtay içtihatlarının en yük taşıyan noktalarını, örnek karar numaralarını ve uygulamadaki kriterleri özetler.

1- Tasarlama (TCK m.82/1-a) yorumu:

Yargıtay kararlarında “tasarlama” için katı bir tek formül yok; iki temel teori üzerinden değerlendirme yapılıyor: (1) soğukkanlılık/ruhi sükûnet teorisi (failin suçu işlemeye karar verip bu kararda sebat etmesi), (2) plan kurma teorisi (önceden planlama, hazırlık, aracı/zemini sağlama vb.).

Uygulamada Yargıtay, olayın bütününü — plan/araç, araya giren süre, eylemin soğukkanlı icrası, delil teşkili — değerlendirerek tasarlama nitelikli halinin varlığına karar verir. Kısacası; “ani bir alevlenme” ile “tasarlama” arasındaki çizgi dikkatle çekilir.

2- Olası kast — doğrudan kast ayrımı ve teşebbüs hükümleri:

Yargıtay, failin sonuç hakkında öngörüsü (olası kast) ile hedeflenen öldürme kastı arasındaki farkı olaydaki niyet, fiilin icra şekli ve kullanılan araç üzerinden ölçer. Bir atışın öldürmeye elverişli bir araçla yapılmış olması, fiilin hedefe dönük netliği, failin eylemi sürdürme biçimi teşebbüs mü yoksa doğrudan kasten öldürme mi sorusunu çözer. Yargıtay kararlarının öğrettiği şey şudur: teknik ayrıntılar (silahın türü, atış mesafesi, hedefleme, müdahale imkânı) kastın değerlendirilmesinde belirleyicidir.

3- Haksız tahrik ve indirim meselesi:

Yargıtay’ın yaklaşımı sorgulayıcıdır: haksız tahrik maddi ve manevi koşulları sağlayınca cezayı hafifletebilir; ama tasarlama gibi nitelikli hallerle çatışıyorsa, hangisinin ağır bastığı delillerle çözülür. Yani, eğer olay soğukkanlı planlama içeriyorsa, “ani tahrik” iddiası genelde zayıflar. Yargıtay’ın ilgili kararları bu çatışmayı olayın olgusal çerçevesine göre çözer.

Pratik örnek kararlar (başvuru referansları ve kısa özet):

Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Esas:2020/1261, Karar:2020/2708 (04.11.2020) — delillerin bütününe göre tasarlama/teşebbüs ayrımı ele alınmış; karar olgusal kriterleri açıkça tartışır.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu, 2019/146 (Kararlar serisi) — tasarlama ile haksız tahrik çatışmalarında içtihadı yönlendirici analizler içerir.

Yargıtay (1. CD) — örnek: 2020/2851 E., 2021/15007 K. — tasarlama kriterleri ve cezalandırma ölçütleri somut olarak irdelenmiş (karar metni mevcuttur).

* Eğer elinizde “tasarlama” iddiasını çürütecek unsurlar (ani karar, panik, davranışın spontan olduğunu gösterir deliller) varsa Yargıtay içtihatları bu argümanı değerlendirebilir.

* Karşı iddia olarak “tasarlamanın varlığı” delil seviyesini gerektirir: hazırlık, zaman aralığı, plan ya da soğukkanlı eylem burada belirleyicidir.

* Haksız tahrik, meşru müdafaa gibi hukuki rejimler olgularda farklı sonuçlar yaratır; Yargıtay içtihatları bu noktada olayın ruhuna göre değişkenlik gösterir.

Kısa, net sonuç:

Etkin pişmanlık, TCK’da sınırlı suç tipleri için öngörülmüş istisnai bir kurumdur ve kasten öldürme bunun kapsamına girmez. Dolayısıyla “etkin pişmanlık” iddiası kasten öldürme dosyalarında mahiyeti gereği sınırlıdır; diğer yasal düzenekler (haksız tahrik, meşru müdafaa, sorumluluk azalması) değerlendirilmelidir.

Yargıtay, tasarlama, teşebbüs, olası kast ayrımları konusunda zengin içtihat üretmiştir; kararlar olayın bütünsel değerlendirilmesine dayanır — plan/soğukkanlılık/ara süre/araç gibi somut deliller kilit rol oynar.

cinayet suçu

Kasten Adam Öldürme — Zamanaşımı Süresi ve Hukuki Sonuçlar

Ceza hukukunda zamanaşımı, devletin kovuşturma hakkını sınırlayan ve belirli bir süreden sonra suçu yargılama yetkisini düşüren bir kurumdur. Ancak konu kasten adam öldürme olunca tablo sertleşir. Çünkü bu suç, Türk Ceza Kanunu’nda (TCK m.81) en ağır yaptırımlarla cezalandırılan fiillerden biridir ve uzun zamanaşımı hükümlerine tabidir.

Dava Zamanaşımı (TCK m.66)

TCK’ya göre, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda dava zamanaşımı 40 yıl, müebbet hapis gerektiren suçlarda 30 yıl olarak belirlenmiştir. Basit kasten öldürme suçunda ceza müebbet hapis olduğundan, zamanaşımı süresi 30 yıldır. Nitelikli hallerde (TCK m.82) ceza ağırlaştırılmış müebbet ise, bu süre 40 yıla çıkar.

Bu süre, suçun işlendiği günden başlar. Ancak TCK m.67 gereğince zamanaşımını kesen işlemler (soruşturma veya kovuşturma aşamasında yapılan usul işlemleri) süreyi yeniden başlatır. Dolayısıyla bir dosya içinde sık sık işlem yapılması, fiilen zamanaşımına ulaşmayı zorlaştırır.

Ceza Zamanaşımı (İnfaz Zamanaşımı)

Hüküm kesinleştikten sonra cezayı infaz etme yetkisini sınırlayan infaz zamanaşımı da kasten öldürme suçlarında uzun tutulur. Müebbet hapis cezalarında bu süre 40 yıl, ağırlaştırılmış müebbet cezalarında ise 50 yıldır. Yani bir kişi yakalanmasa bile, bu süreler dolmadan ceza infaz edilebilir.

Pratikte Ne Anlama Geliyor?

* Kasten adam öldürme suçu için zamanaşımı süreleri, neredeyse insan ömrüne eşdeğer.

* Zamanaşımını kesen her işlem (ifade alma, yakalama, müzekkere, duruşma vb.) süreyi sıfırlar.

* Kaçak sanıklar için “yakalama kararı” varken fiilen zamanaşımı işletmek pek mümkün olmaz.

* Bu nedenle dosyaların 30–40 yıllık raf ömrü vardır; “nasıl olsa düşer” mantığı bu suç tipi için neredeyse hiçbir zaman işlemez.

Kısacası, kasten adam öldürmede zamanaşımı hukukun sabırlı avıdır — zamanın geçmesi, yargılamayı düşürmek için tek başına yetmez; süreç içinde atılan her adım, saati yeniden kurar.

Cinayet Hakkında Sık Sorulan Sorular (FAQ)

Kasten adam öldürme ve diğer ağır suçlar, hem hukuki hem de toplumsal açıdan en çok tartışılan konuların başında gelir. Aşağıda, ceza hukukunda sıkça merak edilen bazı sorulara net ve anlaşılır yanıtlar bulabilirsiniz. Bu cevaplar genel bilgi niteliğindedir; her olayın kendi şartları farklı sonuçlar doğurabilir.

❓️Cinayet suçu para cezasına çevrilir mi?

Hayır. Cinayet suçu, hapis cezası gerektiren ve para cezasına çevrilemeyen ağır suçlardandır.

❓️Cinayet suçu hangi tip cezaevinde yatar?

Genellikle kapalı ceza infaz kurumlarında infaz edilir. Koşullar ilerledikçe açık cezaevine geçiş mümkün olabilir.

❓️Kasten öldürme 10 yıl ceza alan ne kadar yatar?

Koşullu salıverme ve iyi hal indirimleri uygulanırsa, genellikle cezanın bir kısmı infaz edilir. Ancak kesin süre, davanın detaylarına ve infaz yasasına göre değişir.

❓️25 yıl ceza alan ne kadar yatar?

Koşullu salıverme oranları dikkate alınarak cezanın tamamı yerine belirli bir kısmı çekilir. İnfaz hesaplaması yasal düzenlemelere göre yapılır.

❓️Cinayete yardım kaç yıl?

Suça yardım edenler, işlenen suçun cezasından daha az bir ceza alır. Miktar, yardımın şekline ve olayın niteliğine göre değişir.

❓️Adam öldürmenin kefareti nedir?

Türk ceza hukukunda “kefaret” sistemi yoktur. Ceza hapis şeklinde infaz edilir; maddi tazminat veya kan parası hukuken cezayı ortadan kaldırmaz.

adam öldürme sonucu hapis cezası

Kasten Öldürmede Savunma ve Ceza Avukatının Rolü

Kasten adam öldürme gibi ağır ceza davalarında savunma süreci, yalnızca hukuki bilgi değil; strateji, tecrübe ve hızlı refleksler gerektirir. Bir insanın özgürlüğü söz konusu olduğunda, hataya yer yoktur. Doğru hamleler, delillerin etkin kullanımı ve hakların titizlikle korunması, davanın seyrini tamamen değiştirebilir.

Bu noktada, deneyimli bir ceza avukatı, müvekkilinin yalnızca mahkemede değil, soruşturma aşamasından itibaren yanında olur. İfadelerin doğru verilmesini sağlar, delillerin hukuka uygun toplanıp toplanmadığını inceler, haksız tahrik, meşru müdafaa veya etkin pişmanlık gibi indirim imkanlarını en güçlü şekilde öne çıkarır.

Dönmez Hukuk ve Danışmanlık olarak biz, kasten öldürme suçu başta olmak üzere tüm ağır ceza davalarında, her aşamada profesyonel savunma hizmeti veriyoruz. Deneyimli ekibimizle, hem sanık hem de mağdur vekilliğinde etkin stratejiler geliştiriyor; sürecin en doğru şekilde yönetilmesini sağlıyoruz.

Hayatınızı ve özgürlüğünüzü şansa bırakmayın. Haklarınızı en güçlü şekilde savunacak bir ekiple çalışmak için hemen dhdanismanlik.com adresinden bize hemen iletişime geçebilirsiniz.

1