Kasten yaralama suçu, Türk Ceza Kanunu’nun 86. maddesi kapsamında düzenlenmiş, bireyin vücut bütünlüğüne kasıtlı olarak zarar verilmesini konu alan ciddi bir suçtur. Bu suçun temelinde failin bilerek ve isteyerek bir kimseye fiziksel acı çektirmesi, sağlığını ya da algılama yeteneğini bozması yatar.
Hukuken “yaralama” yalnızca fiziksel bir eylemi değil, kişinin bedeninde ya da sağlığında meydana gelen her türlü bozulmayı ifade eder. Bu nedenle, failin eylemi basit bir darp, geçici bir ağrı veya ciddi bir organ kaybı sonucu doğurabilir. Her durumda “kasten yaralama” olarak değerlendirilir.
Kasten adam yaralama suçu, günlük hayatta sıkça rastlanan, ancak cezai sonuçları itibarıyla sanıldığından çok daha ağır bir suçtur. Olayın niteliğine göre suç “basit yaralama” veya “nitelikli yaralama” olarak ikiye ayrılır. Bu ayrım ceza miktarını doğrudan etkiler.
TCK 86’ya göre, failin fiili bir silahla, kamu görevlisine karşı, yakın akrabalara ya da savunmasız kişilere karşı gerçekleştirmesi halinde suç “nitelikli kasten yaralama” sayılır ve ceza artırılır.
Kasten Yaralama Nedir?
Kasten yaralama, bir kimsenin vücut bütünlüğünü veya sağlığını bilerek ve isteyerek bozma fiilidir. Türk Ceza Kanunu’nun 86. maddesinde tanımlanan bu suç, failin kastı yani iradesiyle doğrudan bağlantılıdır. Failin amacı mağdura zarar vermek olmasa bile, eylemin sonucu olarak bedensel bir acı, yaralanma veya sağlık bozulması meydana gelmişse, bu durum kasten yaralama kapsamında değerlendirilir.
Kasten adam yaralama suçunda önemli olan, eylemin bilinçli bir şekilde gerçekleştirilmesi ve mağdurda geçici ya da kalıcı bir zarar doğurmasıdır. Örneğin tokat atmak, yumruk vurmak, saç çekmek, kesici veya delici alet kullanmak gibi davranışlar failin niyetiyle birleştiğinde bu suçu oluşturabilir. Hukuk, mağdurun bedenine yöneltilen her türlü saldırıyı, ister küçük ister ağır sonuç doğursun, cezalandırılabilir görür.
Kasten Yaralama Suçu Nasıl İşlenir?
Kasten adam yaralama suçu, aktif bir hareketle yani failin eylemiyle işlenir. Bu hareket fiziksel bir saldırı olabileceği gibi, mağdurun vücut bütünlüğünü dolaylı yoldan ihlal eden bir davranış da olabilir. Örneğin, birine bilerek ilaç veya zehir vermek, elektrik çarpmasına yol açmak gibi fiiller de yaralama kapsamına girer.
Suçun işlenme biçimi, failin kast derecesine göre değerlendirilir. Basit kasten yaralama durumunda fail mağdura geçici bir acı veya rahatsızlık verirken, nitelikli kasten yaralamada mağdurun hayatı tehlikeye girebilir, uzuv kaybı veya kalıcı bir sakatlık oluşabilir.
Ayrıca kasten yaralama suçu, tek bir vuruş veya eylemle sınırlı değildir. Failin eylemleri süreklilik gösteriyorsa, örneğin aynı mağdura karşı art arda şiddet uyguluyorsa, bu durum zincirleme suç olarak da değerlendirilebilir. Failin silah, bıçak, sopa, taş veya benzeri bir nesne kullanması halinde suçun nitelikli hali gündeme gelir ve ceza önemli ölçüde artar.
Kasten Yaralama Suçunun Unsurları
Kasten yaralama suçunun oluşabilmesi için üç temel unsurun birlikte gerçekleşmesi gerekir: Maddi unsur, manevi unsur ve hukuka aykırılık.
- Maddi Unsur: Failin eylemiyle mağdurun beden bütünlüğü veya sağlığında bozulma meydana gelmelidir. Bu bozulma küçük bir morarma olabileceği gibi, ciddi bir iç kanama veya kalıcı hasar da olabilir.
- Manevi Unsur: Failin fiili kastla işlemesi gerekir. Yani fail, mağdura zarar verme bilinciyle hareket etmelidir. Olası kast durumlarında da suç oluşur. Örneğin fail “ne olursa olsun vurayım” diyerek eylemi gerçekleştiriyorsa, sonucu kabullenmiştir.
- Hukuka Aykırılık: Eylemin meşru müdafaa, zorunluluk hali gibi hukuka uygunluk nedenlerinden biriyle gerçekleşmemesi gerekir.
Bu unsurların herhangi biri eksikse, eylem “kasten yaralama” olarak değerlendirilemez. Ancak unsurların tamamı mevcutsa, fail hakkında TCK 86 kapsamında cezai işlem uygulanır.
Maddi Unsurları
Kasten adam yaralama suçunun maddi unsuru, failin mağdurun bedenine veya sağlığına yönelttiği fiziksel müdahaledir. Bu unsur, somut bir hareketi ve bu hareketin yarattığı zararı ifade eder. Failin davranışı mağdurda fiziksel acı, yaralanma, kanama, morarma, kırık, organ zedelenmesi veya sağlığın bozulması gibi etkiler yaratmış olmalıdır.
Önemli olan, zararın mutlaka gözle görülür olması değil, tıbben saptanabilir bir nitelik taşımasıdır. Örneğin mağdurun bilincinin kısa süreli kaybı, geçici işitme kaybı veya baş dönmesi bile bu kapsamda değerlendirilebilir.
Eylemin mutlaka doğrudan temas içermesi gerekmez. Fail dolaylı bir yolla da mağdurun sağlığına zarar verebilir. Örneğin mağdura bilerek alerjik bir madde içirmek, elektrik akımına maruz bırakmak veya ilaçla zehirlemek gibi.
Ayrıca, suçun araç kullanılarak (bıçak, tabanca, sopa vb.) işlenmesi halinde bu durum nitelikli hal olarak değerlendirilir. Yaralamanın birden fazla kişiyle birlikte veya kamu görevlisine karşı gerçekleştirilmesi de cezayı artırıcı unsurlar arasında yer alır.
Manevi Unsurları
Adam yaralama suçunun manevi unsuru kasttır. Fail, eyleminin mağdurun bedenine veya sağlığına zarar vereceğini bilerek ve isteyerek hareket etmelidir. Bu durumda, failin niyeti doğrudan zarar vermek olmasa bile, sonucu öngörüp kabullenmesi halinde yine kasten yaralama suçu oluşur.
Ceza hukuku bakımından kast ikiye ayrılır. Doğrudan kast ve olası kast. Doğrudan kastta fail, mağduru yaralamak amacıyla hareket eder. Olası kastta ise fail sonucu öngörmesine rağmen eylemini sürdürür. Örneğin, kalabalık bir yerde kavga eden kişinin sopayla rastgele vurması ve birini yaralaması, olası kast örneğidir.
Kasten adam yaralama suçunda taksir, yani istemeden zarar verme söz konusuysa suçun vasfı değişir ve taksirle yaralama hükümleri devreye girer. Ancak failin bilinci, iradesi ve niyeti açık biçimde mağduru yaralamaya yönelmişse, mahkeme adam yaralama suçu hükümlerine göre ceza verir.

Kasten Yaralama TCK Madde 86
Türk Ceza Kanunu’nun 86. maddesi, kasten yaralama suçunun temelini oluşturur. Maddeye göre:
“(1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”
Maddenin devamında ise suçun nitelikli halleri düzenlenmiştir. Eğer nitelikli yaralama fiili:
- Üstsoya, altsoya, eşe veya kardeşe karşı işlenmişse,
- Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenmişse,
- Silahla gerçekleştirilmişse,
- Canavarca hisle veya eziyet çektirerek yapılmışsa,
ceza oranı önemli ölçüde artar.
Ayrıca, mağdurun duyularından veya organlarından birinin işlevinin kalıcı olarak yitirilmesi, konuşma veya çocuk yapma yeteneğinin ortadan kalkması, yüzde sabit iz bırakılması ya da ölüme neden olma riski bulunması hâlinde suç “neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama” kapsamına girer ve ceza çok daha yüksek seviyeye çıkar.
TCK 86’nın temel amacı, insanın beden bütünlüğünü ve fiziksel güvenliğini korumak, toplumsal barışı sağlamak ve şiddet davranışlarının cezai karşılığını net şekilde belirlemektir.
Kasten Yaralama Suçunun İşlenme Biçimleri
Kasten yaralama suçu, failin eylemiyle mağdurun vücut bütünlüğüne veya sağlığına zarar vermesiyle oluşur. Ancak bu zarar farklı biçimlerde ortaya çıkabilir. Doğrudan fiziksel temas en yaygın şeklidir.
Yumruk, tekme, tokat, bıçak veya sopa gibi araçlarla yapılan saldırılar bu kapsamdadır. Ancak suçun dolaylı yollarla işlenmesi de mümkündür. Örneğin mağdura bilerek zararlı madde içirmek, elektrik akımına maruz bırakmak, zehirli bir gıda sunmak gibi.
Yaralama suçu, silahla, birden fazla kişiyle, kamu görevlisine karşı, yakın akrabaya veya eşi boşanmış olsa dahi eski eşe karşı işlenmişse “nitelikli hal” oluşur. Bu durumlarda ceza artırılır. Suçun “basit” hali ile “nitelikli” hali arasındaki fark, eylemin ağırlığı ve toplumsal etkisindedir. Ayrıca canavarca hisle, eziyet çektirerek veya bedensel bütünlüğü kalıcı biçimde bozan saldırılar, ağır yaralama kapsamına alınır.
Kimi zaman fail, mağdurun hayatına son vermek ister ama öldüremezse suç, kasten adam öldürmeye teşebbüs olarak değerlendirilir. Dolayısıyla, kasten yaralama ile öldürmeye teşebbüs arasındaki fark failin kastında, yani “öldürme” niyetinin olup olmamasındadır. Bu fark, davanın seyrini ve cezayı belirleyen en kritik noktadır.
Yaralama Suçunda Haksız Tahrik ve Meşru Müdafaa
Haksız tahrik, mağdurun fail üzerinde yarattığı ani öfke ve tepki haliyle suçun işlenmesine neden olması durumudur. Yani fail, mağdurun ağır veya onur kırıcı davranışı sonucunda kendini kontrol edemeyip eylemi gerçekleştirirse, cezasında indirim uygulanabilir. Bu durum, failin eylemini tamamen haklı kılmaz, ancak insan psikolojisinin sınırlarını gözeterek cezai sorumluluğu azaltır.
Örneğin, bir kişinin ağır hakaretlere maruz kaldıktan sonra karşısındakine vurması veya itmesi haksız tahrik kapsamına girebilir. Mahkemeler, bu indirimi uygularken failin kişisel geçmişini, olayın gelişimini ve eylemin anlık mı yoksa planlı mı olduğunu dikkatle değerlendirir.
Meşru müdafaa ise farklı bir kavramdır. Burada fail, kendisine veya bir başkasına yönelen haksız bir saldırıyı önlemek amacıyla hareket eder. Eğer kişi kendini savunurken ölçüyü aşmamışsa, ceza almaz. Ancak savunma ile saldırı arasında orantısızlık varsa, bu durumda meşru müdafaa hükümleri sınırlı uygulanır veya tahrik indirimiyle birlikte değerlendirilir.
Bu iki kavram, kasten yaralama suçlarında oldukça önemlidir. Çünkü failin niyeti ve içinde bulunduğu ruh hali, mahkeme kararlarını doğrudan etkiler. Özellikle aile içi şiddet, sokak kavgaları veya ani öfke patlamalarının yaşandığı olaylarda “tahrik” ve “meşru müdafaa” unsurları cezayı yarı yarıya değiştirebilir.

Kasten Yaralama Cezası
Kasten yaralama suçu, TCK 86 kapsamında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Ancak bu temel yaralama cezası, suçun işlenme biçimine ve mağdurun uğradığı zararın derecesine göre artar veya azalır.
Basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek nitelikte yaralanmalar için ceza genellikle adli para cezasına çevrilebilir. Fakat kasten yaralama fiili:
- Silahla,
- Birden fazla kişiyle,
- Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
- Canavarca hisle, eziyet çektirerek,
- Kadına veya savunmasız kişiye karşı,
işlenmişse, kasten yaralama suçu cezası yarı oranında artırılır ve çoğu durumda ertelenemez.
Mağdurun duyularından veya organlarından birinin işlevinin kalıcı olarak kaybolması, yüzde sabit iz kalması, konuşma veya çocuk yapma yeteneğinin ortadan kalkması gibi durumlarda suç “neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama” sayılır ve ceza 8 yıldan 15 yıla kadar hapse kadar çıkabilir.
Ayrıca failin fiilinde kast yerine taksir (ihmal veya dikkatsizlik) varsa, suçun niteliği değişir ve taksirle yaralama kapsamında daha düşük bir ceza verilir. Ancak failin bilerek hareket ettiği tespit edilirse, yargı kasten yaralama hükümlerini uygular.
Kasten yaralama cezası yalnızca eylemin ağırlığıyla değil; failin niyeti, olayın koşulları ve mağdurun uğradığı zararın kalıcılığıyla da doğrudan bağlantılıdır.
Kasten Yaralama Uzlaşma
Adam yaralama suçu, mağdurun vücuduna bilerek zarar verilmesiyle ortaya çıkar ve failin kastı bu suçun oluşmasında belirleyici rol oynar. Ancak her kasten yaralama dosyası mahkemede sonuçlanmaz. Bazı durumlarda taraflar “uzlaşma” süreciyle çözüm sağlayabilir.
Türk Ceza Kanunu’na göre basit tıbbi müdahaleyle giderilebilecek yaralamalar uzlaşmaya tabidir. Bu süreçte fail, mağdurla uzlaşma bürosunda bir araya gelir ve mağdurun zararını tazmin ederek davanın düşmesini sağlayabilir. Kasten yaralama uzlaşma gerçekleşirse ceza yargılaması sona erer ve fail hakkında hüküm kurulmaz.
Fakat ağır yaralama, silah kullanımı veya kemik kırığı gibi durumlarda suç uzlaşma kapsamında değildir. Bu nedenle her dosyanın özellikleri dikkatle incelenmeli, bir ağır ceza avukatı aracılığıyla uzlaşma sürecinin mümkün olup olmadığı değerlendirilmelidir.

Yaralama Suçunda Yetkili ve Görevli Mahkeme
Kasten yaralama suçlarında hangi mahkemenin davaya bakacağı, suçun ağırlığına göre belirlenir. Basit tıbbi müdahaleyle giderilebilen yaralamalar genellikle Asliye Ceza Mahkemesi tarafından görülürken, mağdurun hayati tehlike geçirdiği, silahla ya da birden fazla kişiyle işlendiği durumlarda Ağır Ceza Mahkemesi yetkilidir.
Ankara Mahkemeleri için tıklayınız.
Ayrıca suçun işlendiği yer mahkemesi, kural olarak davaya bakmakla görevlidir. Ancak mağdurun ikametgâhı veya failin bulunduğu yer gibi faktörler, yetki itirazı veya dosya nakli taleplerine neden olabilir. Bu nedenle bir ceza davası açıldığında, doğru mahkemede yargılama yapılması hem sürecin sağlıklı ilerlemesi hem de usul hatalarının önlenmesi açısından son derece önemlidir.
Adam Yaralama Zaman Aşımı
Her ceza davasında olduğu gibi, kasten yaralama suçlarında da zaman aşımı süresi bulunur. Bu süre, suçun ağırlığına göre değişmekle birlikte genellikle 8 yıl ile 15 yıl arasında değişir. Basit yaralamalarda dava zamanaşımı süresi 8 yıl iken, ağır neticeler doğuran veya silahla işlenen yaralamalarda süre 15 yıla kadar çıkabilir.
Zaman aşımı dolduğunda artık fail hakkında dava açılamaz ya da açılmış dava düşer. Ancak dikkat edilmesi gereken nokta, zamanaşımını kesen veya durduran bazı hukuki işlemlerin (örneğin soruşturma başlatılması, sanığın ifadesinin alınması veya dava açılması) süreci sıfırlayabileceğidir. Bu nedenle “zaman aşımı doldu mu?” sorusu her dosya özelinde, olayın tarihine ve yapılan işlemlere göre profesyonelce analiz edilmelidir.
Kasten Yaralama Suçu Yargıtay Kararları
Kasten yaralama suçuna ilişkin Yargıtay kararları, hem mahkemelere hem de uygulayıcılara rehberlik eden önemli içtihatlar sunar. Bu kararlar, failin kastının derecesi, kullanılan aracın niteliği, mağdurun yaralanma şekli ve olayın koşullarına göre farklı sonuçlar doğurur. Aşağıda, Yargıtay’ın farklı dosyalarda verdiği üç örnek karar yer almaktadır:
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, 2018/5462 E., 2019/2213 K.
Sanığın, aralarında önceden husumet bulunan mağduru yumruk ve tekme ile darp ettiği, mağdurun basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralandığı anlaşılmıştır. Olayda silah kullanılmadığı, fiilin basit yaralama sınırlarını aştığı ancak öldürme kastı bulunmadığı değerlendirilmiştir. Mahkemece kasten yaralama suçundan hüküm kurulmasında isabetsizlik görülmemiştir.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 2020/3845 E., 2021/1622 K.
Sanığın, elinde bulunan bıçakla mağdura tek hamlede saldırdığı, yaranın mağdurun hayati tehlike geçirmesine yol açtığı, ancak öldürme kastı değil yaralama kastı ile hareket ettiği kanaatine varılmıştır. Failin fiili, TCK m.86/3-e kapsamında “silahla kasten yaralama” suçunu oluşturur.
Yargıtay 4. Ceza Dairesi, 2016/3458 E., 2017/2294 K.
Olayda, taraflar arasında çıkan tartışma sonucu sanığın mağduru tabanca kabzası ile yaraladığı, eylemin silahla işlendiği ancak kalıcı bir etki bırakmadığı belirlenmiştir. Mahkemece, sanığın cezasında haksız tahrik indirimi uygulanması yerinde görülmüştür.

Kasten Yaralama Hakkında Sık Sorulan Sorular
❓️Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama şikayete tabi mi?
Hayır. Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama suçları şikayete tabi değildir. Cumhuriyet Savcılığı re’sen soruşturma başlatabilir.
❓️Kasten yaralama tutuklama olur mu?
Evet. Özellikle silahla kasten yaralama, haksız tahrik altında ya da mağdurun hayati tehlike geçirdiği durumlarda tutuklama kararı verilebilir.
❓️Kasten yaralama paraya çevrilir mi?
Basit yaralama fiilleri bazen adli para cezasına çevrilebilir. Ancak ağır yaralamalar, silah kullanımı veya sürekli iz bırakma gibi durumlarda hapis cezası zorunludur.
❓️Kasten yaralama davaları ne kadar sürer?
Ortalama olarak 6 ay ile 2 yıl arasında sonuçlanabilir. Ancak bilirkişi raporu, hastane raporu veya kasten yaralama uzlaşma süreci gibi etkenler bu süreyi uzatabilir.
❓️Kasten yaralama suçu sicile işlenir mi?
Evet. Hüküm kesinleştikten sonra ceza, adli sicil kaydına işlenir. Ancak belirli süre geçtikten sonra silinmesi mümkündür.

Kasten Yaralama Suçunda Hukuki Destek
TCK Kasten yaralama suçu, ceza yargılamasında hem mağdurlar hem de sanıklar açısından son derece hassas bir süreçtir. Doğru hukuki temsil olmadan, delillerin toplanmasında veya savunmanın yönlendirilmesinde yapılacak en küçük hata, adaletin terazisini ciddi biçimde bozabilir.
Özellikle kasten, nitelikli veya silahla yaralama gibi dosyalarda, olayın oluş şekli, kastın derecesi ve mağdurun sağlık raporları gibi unsurlar, cezanın belirlenmesinde kritik rol oynar.
Dönmez Hukuk Bürosu, ağır ceza hukuku alanında uzman Ankara ceza avukatları ile, hem mağdurlar hem de sanıklar için etkili hukuki destek sağlar. Müvekkillerimizin haklarını en güçlü şekilde savunmak için tüm süreci titizlikle yürütür, savunma stratejilerini Yargıtay içtihatlarına ve mevcut delil durumuna göre şekillendiririz.
Eğer siz de kasten yaralama suçuyla ilgili bir soruşturma veya dava süreci yaşıyorsanız, vakit kaybetmeden profesyonel destek almanız büyük önem taşır.
Dönmez Hukuk Bürosu ile hemen iletişime geçin, haklarınızı koruyacak adımları birlikte atalım.

