tenkis davası, mirasta saklı pay

Tenkis davası, miras paylaşımlarında saklı paya sahip olan kişileri korumak amacıyla düzenlenen bir uygulamadır. Bu kapsamda mirasçı, dava aracılığıyla zarar gören veyahut yerine getirilmeyen saklı payını korumak adına sav ortaya sürer. Bununla birlikte duruşma şartları dahilinde iddianın reddi, vasiyetin iptali ya da talep edilen hakların teslimi yönünde karar verilir. İlgili davalar ise mirasçılıkta haksız kazandırmaların önüne geçilmesini hedef alır.

Tenkis Davası Nedir?

Tenkis davası, saklı paya sahip mirasçıların hakkını güvence altına almak adına takip edilen hukuki bir süreçtir. Paylaşım süreçlerinde elde edilemeyen saklı pay, dava aracılığıyla yetkili mahkemelere sunulur. İddianın araştırılması durumunda ise geçmişte pay edilmiş tapu ve mal varlıkları yeniden incelemeye alınır. Süreç sonunda paydaşın sahip olduğu haklar mahkeme kararına bağlı olarak teslim edilir.

Belirli şartlar dahilinde sunulan dava hakkı, zamanaşımı ve pay oranı gibi hukuki değerlere sahiptir. Saklı payın kapsam alanı ve hukuki altyapısı da belirli ön koşulları içerisinde barındırır. Türk Medeni Kanunu uyarınca takip edilen süreç, taraflar arasındaki anlaşmaların incelenmesini de kapsam altına alır.

Muris muvazaası ve tenkis davası, benzerlik göstermekle birlikte amaç bakımından ayrılır. Tenkis uygulaması, mirasçılar arasındaki paylaşımda haksız dağıtımın önüne geçmek üzere takip edilen süreçtir. Muris Muvazaası ise mal aktarımının sahte veya dolaylı yapıda olmasını önlemek adına düzenlenen dava türüdür. Bunun yanı sıra tenkiste davalı ve davacılar aile üyelerinden oluşurken muris muvazaası içerisinde kuruluşlar veya aktarımda rol alan kişiler taraf konumunda bulunabilir.

Mirasta Saklı Pay Nedir?

Saklı pay, mirasçıların paylaşılan mallar üzerinde hukuken sahip olduğu asgari hakkı temsil eder. Kanuni maddelerle koruma altına alınan hak, vasiyetnameleri de içerisine alır. Bu bağlamda tenkis süreçleri esnasında vasiyetin iptali veya düzenlenmesi yönünde karar verilmesi de olası bir durumdur. Saklı paylı mirasçı, vasiyetin aksine yasal çerçevede hareket edilmesini talep ederek tenkis sürecini başlatma hakkına da sahiptir.

Yasal olarak sunulan saklı pay, mirasçıların haklarını korurken miras bırakanın mal varlığı üzerindeki yetkisini kısıtlar. Bu nedenle ölümden sonra dağıtılacak olan mallara ilişkin vasiyet dosyaları Türk Medeni Hukuku’na uygun biçimde hazırlanmalıdır. Aksi takdirde mirasçıların hukuki hakkının tecavüzü nedeniyle vasiyetnamenin iptaline yönelik karar çıkarılması olasılık dahilindedir. Bunun yanı sıra miras bırakacak olanlar, vasiyet hazırlığında saklı payı gözetmek adına danışman dahilinde hareket edebilirler.

Mirasçı, mal varlığı paylaşımı haricinde tasarruf uygulamalarına yönelik de hak iddiasında bulunma olanağına sahiptir. Mahkeme, tasarruf amaçlı ayrılan varlıkların dağılımını ve içeriğini inceleyerek savın doğruluğuna yönelik karar verir. İddianın doğrulanması durumunda ise kanun dahilinde miktar düzenleyici uygulamalara başvurulur. Mahkeme, hakkın teslimiyle birlikte davayı sonuçlandırır.

mirasta saklı pay

Saklı Pay Oranları

Türk Medeni Kanunu’nun 506. Maddesinde belirlenen saklı pay oranları, hak sahibinin yakınlık derecesine bağlı olarak şekillenir. Dolayısıyla eş, ebeveyn, çocuk ve torunlar tarafından talep edilebilecek asgari talepler farklılık gösterir. Kanun maddesinde belirtilen değerler ise şu şekildedir:

  • Çocuk ve torunları kapsayan altsoya mensup olan bireyler, mirasın ½’lik kısmında saklı pay hakkına sahiptir.
  • Miras bırakanın ebeveynlerine tanınan pay miktarı ¼ olarak belirlenmiştir.
  • Eş için belirlenen miktar, hangi zümre ile paydaşlık yaptığına bağlı olarak değişkenlik gösterir.

Bireyin eşi, ebeveynlerle veyahut altsoy ile ortaklık konumunda ise tüm miras payına sahiptir. Dolayısıyla tek mirasçı konumunda kabul edildiği için diğer zümrelerin hak iddia etmesi mümkün değildir. Miras bırakanın eşinin içinde bulunduğu farklı durumlar içinse ¾’lük bir pay hakkı tanımlanmıştır.

Kanunen tanınan oranlar, mirasçının feragati, çıkarılması veyahut reddetmesi gibi durumlarda ortaya çıkan hususlar haricinde kısıtlanamaz. Dolayısıyla asgari hak tutarları tam koruma altında tutulur. Oranların aksi yönünde hazırlanan vasiyetler ise mirasçının savı ve talebi doğrultusunda mahkeme kararına bağlı olarak iptal edilebilir. İptalin ardından hukuki paylara uygun biçimde yeniden dağıtım yapılır.

Saklı pay talebinde bulunan kimseler, hukuka uygun biçimde düzenlenmiş tasarruf dahilindeki mallar üzerinde hak iddia edemezler. Bu bağlamda tasarrufun pay üzerinde haksız kazanca neden olduğunun ispatı beklenir. Savın doğrulanması durumunda ise tasarruf miktarları üzerinde hafifletici uygulamalar yapılır. Böyle bir durumda tasarruf malının bir kısmı veya bütünü hak sahibine ulaştırılır.

Tenkis Davası Şartları

Tenkis davası şartları, Türk Medeni Kanunu’nun ilgili maddelerince düzenlenmiştir. Bu çerçevede davacının ve diğer mirasçıların haklarını kapsam altına almakla birlikte vasiyete dair detayları da hukuki güvenceye dahil eder. Taraflar ve pay dağılımı bakımından tenkis davası şartları şu şekildedir:

  • Dava sürecinde miras bırakanın borçlarına ve cenaze masraflarına bağlı olan tasarruf oranları değerlendirme alanı içerisindedir. Dolayısıyla saklı pay sahipleri masraflar haricinde hak talebinde bulunabilir.
  • Miras üzerinde tenkis yoluyla kazanım sağlanabilmesi için zamanaşımının ve hak düşürücü gerekçelerin bulunmaması gerekir. İlgili unsurlar, TMK 517. madde dahilinde incelenir.
  • Davacı, tenkis işlemleri için savını ispatlamakla yükümlü olan taraftır. Duruşma esnasında vasiyet, hukuki yükümlülükler ve talepler belgeli biçimde sunulmalıdır. Evrakların Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na uygun olması gerekir.
  • Miras dağılımı sırasında belirlenmeyen unsurlara odaklanan dava, belirli bir harç ödemesine tabiidir. Harç bedeli ise süreç başlamadan önce hak iddia eden tarafından karşılanmalıdır.
  • Tasarruf mallarında tabiyet şartları gözetilir. İddianamede bahsi geçen varlıklar, TMK m.565 dahilindeki koşullara uygun olmak durumundadır.
  • Saklı pay, aile üyeleri arasındaki miras ilişkisini temel aldığından taraflar birincil derece yakınlar arasında yer almalıdır. Medeni Kanun’un 506. maddesinde yer alan kişiler davalar için esas kabul edilir.

Saklı pay talebi esnasında aranan şartlar, tarafların karşılıklı haklarını korumaya odaklanır. Bu bağlamda tasarruf, sıra, tedbir masrafları ve sağ kimselerin geçim giderleri gibi hususları da içeriğinde barındırır.

Tenkis Davasını Kimler Açabilir?

Türk hukuku, miras bırakanın birinci derece yakınları için saklı pay hakkı tanır. İlgili kişiler, mal varlığı üzerinde belirli oranlarda hakka sahip kabul edilir.

TMK içerisinde net biçimde belirlenen pay aralığının vasiyet hususu fark etmeksizin talep edilme imkanı saklı tutulur. Yasal olarak tenkis davası açma olanağı sunulan yakınlar ise aşağıdaki gibidir:

  • Çocuk ve torunları
  • Kişinin vefatı öncesinde evli olduğu eşi
  • Anne ve babası

Yukarıda yer alan kişiler haricindeki ikincil veya üçüncül derece akrabalar saklı pay talebinde bulunamazlar. Dolayısıyla dava hakkı yalnızca miras bırakanın soyuna dahil kimseleri korumak için sunulan bir imkandır.

Mal varlığının haksız kazanımına ilişkin açılan miras davalarında yalnızca pay sahibi doğrudan iddia sunabilir. Bu bağlamda bir başkası adına başvurmak mümkün değildir. Mirasçı ise tenkise yönelik doğrudan kendi payı adına sav ortaya koyabilen ve kazanım elde edebilen birey konumundadır.

Muris muvazaası

Tenkis Davası Kime Karşı Açılır?

Tenkis davası, miras yoluyla kazanılan saklı payı ihlal eden kimselere karşı açılır. Dolayısıyla davalı taraf, miras üzerinde hakka sahip olan diğer yakınları ve aile üyelerinden meydana gelir. Bununla birlikte eş, ebeveyn, çocuk ve torunlar dava içerisindeki durumuna bağlı olarak davacı veya davalı konumunda bulunabilirler.

Saklı paya ilişkin tenkis davalarında aile üyeleri dışındaki bireyler taraf olamaz. Muris Muvazaası davalarında ise iddiaya dahil kuruluş ve 3. taraf kişiler davalı konumunda yer alabilirler.

Tenkis Davası Nerede Açılır?

Söz konusu dava, Asliye Hukuk Mahkemeleri içerisinde açılır ve takip edilir. Hangi kurumun sorumlu olacağı ise miras bırakanın son ikamet adresine bağlıdır. İkametgahın bağlı olduğu ilçe ve il dahilinde Asliye Hukuk Mahkemesi belirlenir. Dolayısıyla davalı ve davacı taraflar duruşma süreçlerini ilgili kurum bünyesinde takip etmekle yükümlüdürler.

Miras bırakanın son ikameti Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde değilse taşınmaz malların lokasyonu baz alınır. Bu çerçevede ilgili durumlarda gayrimenkullerin ve arazi mülklerinin bağlı olduğu Asliye Hukuk Mahkemelerine başvurulması gerekir. Bölge ve kurum seçimi ise davacının tercihine göre şekillenir.

Vasiyetnamenin İptali ve Tenkis Davası

Vasiyetnamenin iptali ve tenkis davası, miras bırakanın kararlarının hukuki açıdan uygunsuzluğuna bağlı olarak ilişkilendirilir. Bu kapsamda miras bırakan kimsenin mal varlığının ölümden sonraki durumu hakkındaki karar yetkisi kanunen kısıtlı bir yapıdadır. TMK, 506. maddesi ile birlikte mirasçılar için belirli pay oranları da belirlemiştir. Dolayısıyla kişinin vasiyeti ilgili oranlarla uyumlu olmadığı durumda iptal edilebilir.

Vasiyetname saklı pay ile uyumlu olmadığında 10 yıllık bir süre içerisinde tenkis davası açılması gerekir. Süre, vasiyetin açılmasıyla birlikte başlar. Hak ihlaliyle karşılaştığını iddia eden kişi veya kişilerin zaman aralığını takip etmesi ve zamanaşımından önce yetkili mahkemeye başvuruda bulunması gerekir.

Tenkis davasında vasiyetname gerekçeli iddialar için delil niteliğinde belge sunulması gerekir. Aynı zamanda diğer mirasçılarla yapılan uzlaşmalar da anlaşma evrakları dahilinde teslim edilmelidir. Delil yetersizliği durumlarında ise şahit beyanları ve bilirkişi raporları soruşturma amaçlı toplanır. İlgili kanıtlar, TMK maddeleri uyarınca belirlenen şartlar dahilinde sunuma tabii tutulur.

Hangi Mallar Tenkise Tabidir?

Tenkise tabii mallar, mirasa tabii hususlar dahilinde düzenlenmiştir. Bu noktada ölüme bağlı kazandırmalara dahil olan tüm mal varlığı bileşenleri hak iddia edilebilir yapıdadır. Bununla birlikte likit varlıklar, gayrimenkuller, özel eşyalar ve arazi mülkiyetleri gibi unsurlar tenkis mallarına örnek gösterilebilir. Taraflar ise ilgili miras bileşenleri üzerindeki haklarını kanun maddeleri dahilinde kazanır.

Vefat eden kişinin mevcut borçlarının karşılanması amacıyla ayrılan mallar, tenkise tabii değildir. Aynı zamanda asgari tutara uygunluğun tespitine tabii mal varlığı da ispat edildiği takdirde davalı tarafta kalır. Bu bağlamda ilgili şartların ve oranların dahiliyetinde iddianın kanıtlanması gerekir.

Tasarruf uygulamalarına dahil olan mal varlıkları, tenkise uygun olan ve olmayan şeklinde iki sınıfta incelenir. Tenkise tabii olan sınıf, TMK m.565 dahilinde düzenlenmiştir. Madde içerisinde yer alan varlık türleri ise aşağıdaki gibidir:

  • Miras mallarının vefat öncesi tasfiyesi amacıyla dağıtılan mallar
  • Altsoya geri verilmemek üzere devredilen mallar ve borçtan kurtarma maksadıyla yapılan kazandırmalar
  • Miras bırakan kişinin saklı payın önüne geçmek üzere vefat etmeden önce açık biçimde dağıttığı mallar
  • Altsoya verilen alışılmışın dışındaki hediye ve kuruluşa yönelik sermayeler

Yukarıda yer alan tenkise tabii tasarruflar emredici şekildeki düzenlemeye dahildir. Aynı zamanda kanunen dahil kabul edilen malların skalası dar biçimde hazırlanmıştır. Bu bağlamda tenkise tabii olmayan çeşitli varlıklar bulunur. Düzenlemenin dışındaki tasarruflar ise şunlardır:

  • Adet ve gelenekleri karşılamak için verilen armağanlar
  • Kişinin vefat öncesinde serbestçe dönme hakkı olmayacak şekilde yaptığı 1 yıldan eski bağışlar
  • Eşler arasında seçilen mal rejimine bağlı anlaşmalar
  • Ahlaki sorumluluk dahilinde yerine getirilen mal bağışları

Tenkise tabii olmayan varlıklar, saklı pay talebi dahilinde değerlendirmeye alınamaz. Dolayısıyla hak iddia edilen tasarruf malları, Türk Medeni Kanunu’nun 565. maddesi içerisinde değerlendirilebilir yapıda olmalıdır.

mirastan pay almak

Tenkis Davası Açma Süresi

Tenkis davası açma süresi, ekstrem durumlar haricinde 1 yıl ile sınırlandırılmıştır. Vasiyete veya diğer istisnai durumlara bağlı olarak sürenin 10 seneye kadar çıkarılması olasılık dahilindedir. Bu noktada davacının süreci yakından takip ederek yetkili kurumlara zamanında başvuruda bulunması önem arz eder. Zamanaşımı yaşanması durumunda istisnai durumların ispatı gerekir.

Dava açma süresinin başlangıcı, mirasçının resmi bildirimle hakkının ihlal edildiğini öğrendiği tarihi baz alır. Vasiyetname bulunan durumlar için tarih, belgenin resmi olarak açıldığı zaman aralığıdır. Mal paylaşımlarında ise mirasa ilişkin işlem yapılan tarih esastır. Zamanaşımına ilişkin süreci takip etmek de pay iddiasında bulunan kişinin sorumluluğu altındadır.

Tenkis Davası Hak Düşürücü Süre (Zamanaşımı)

Tenkis davası zamanaşımı süresi, Türk Medeni Kanunu’nda yer alan 571. madde dahilinde 1 yıl olarak belirlenmiştir. Bu noktada zaman aralığı, mirasçının hakkına tecavüz edildiğini öğrenmesiyle birlikte başlar. Tarihler, mal varlığı dağıtımının yasal bildirileri kapsamında takip edilir. Saklı pay sahiplerinin zamanaşımına dair dikkat etmesi gereken hususlara ise aşağıda yer verilmiştir:

  • Bir yıllık sürenin dolmasının ardından istisnai koşullar haricinde dava etme hakkı düşer. Dolayısıyla pay sahibinin tarihler bakımından özen göstermesi ve başvuruda bulunması gerekir.
  • İstisnai koşulların da dahil olduğu durumlarda azami süre 10 yılla sınırlıdır. Haksızlık durumu olmasına karşın zaman dilimi içerisinde dava açılmadıysa müdahalede bulunulması mümkün değildir.
  • Vasiyetname ile mal varlığı paylaşımında belgenin açılmasını ve işleme alınmasını takip eden 10 sene temel alınır. Mirasçılar, tasarruf ve vasiyete ilişkin itirazlarını ilgili aralıkta sunmak durumundadır.

Yukarıda yer alan koşullar, davacının mevcut duruma göre dikkat etmesi gereken zaman aralıklarını temsil eder. Haksız kazandırmanın önüne geçmek içinse süre kısıtlamalarına özen gösterilmelidir.

Tenkis Davası

Sıkça Sorulan Sorular

Tenkis Davasında Tapu İptal Olur mu?

Söz konusu davada tapu iptali veya düzenlenmesi yalnızca saklı payı kapsayan mal miktarı için uygulanır. Dolayısıyla tapunun tamamıyla iptal edilmesi yerine pay dağılımının yeniden düzenlenmesi esas alınır.

Tenkis Davası Kaç Yıl Sürer?

Miras dağıtımını takiben 1 sene içerisinde açılma hakkı bulunan dava, ortalama 1 ila 3 yıl arasında sonuçlanır. Bununla birlikte tarafların, saklı pay hakkı ispatının ve vasiyet anlaşmalarının durumuna bağlı olarak sürenin değişkenlik göstermesi muhtemeldir.

Kardeşler Mirastan Men Edilebilir mi?

Türk Medeni Kanunu’nun bazı maddeleri uyarınca kardeşlerin miras hakkından men edilmesi mümkündür. Mirastan çıkarma gibi durumlarda saklı pay sahibi mirasçıların mal ve hisseleri de elinden alınabilir.

Babadan Kalan Miras Zaman Aşımına Uğrar mı?

Babadan kalan miras için zamanaşımı süresi en az 1, en fazla 10 yılı kapsar. Asgari sürenin dışına çıkılması, vasiyetname veya tasarrufa ilişkin uygulama bulunması durumunda düzenlenir. Süre, miras bırakanın ölümüyle veyahut vasiyetnamenin açılmasıyla birlikte başlar. Mirasçıların zamanaşımıyla karşılaşmamak adına ilgili süre içerisinde yasal süreci takip etmesi gerekir.

Tenkis Davası Ne Kadar Sürer?

Dava için süre aralığı davacının iddiasına ve taleplerine bağlı olarak şekillenir. Aynı zamanda tarafların ortaya sürdüğü karşı savunmalar da zaman aralığı üzerinde etkiye sahiptir. Ortalama 1 yıllık süreci kapsayan davanın, 3 sene gibi uzun vadeli bir sürece yayılması da muhtemeldir.

Ankara Tenkis Davası Avukatı

Tenkis davalarında davacının sav ve ispat bakımından gerekli resmi evrakları ibraz etmesi oldukça önemlidir. Ayrıca sürecin sorunsuz ve hukuka uygun bir şekilde ilerlemesi adına dikkat edilmesi gereken farklı hususlar da bulunur. Bu noktada Dönmez Hukuk Bürosu, uzman avukat kadrosu ve danışmanlarıyla hukuki süreci prosedürlere uygun bir şekilde takip eder. Tenkis davası avukatı rehberliğine gerek duymanız halinde Dönmez Hukuk ile iletişime geçebilirsiniz.

uyarı
1